tarihdersi2011
  I. 16. 20. yy.'da Demokrasi Düşüncesi ve Demokrasinin İlke ve Kurumları
 

DEMOKRASİ DÜŞÜNCESİNİN GELİŞİMİ VE DEMOKRASİ KAVRAMI 3

19. ve 20. Yüzyılda Demokrasi Düşüncesi

19. yüzyıldaki sanayileşme ile işçiler siyasal alanda kendilerinin de oy kullanmak istediklerini belirttiler. Bunun sonucunda temsili demokrasinin en önemli özelliği olan genel ve eşit oy ilkesi kabul edildi. İşçilerin ikinci girişimi örgütlenme alanındaydı. İşçiler bir çalıştıran tarafından çalıştırılmaktaydılar. Bu nedenle, çalışanların örgütlenmeleri ve kendilerini çalıştıranların hak ve adalete aykırı davranmalarını önlemeleri gerekliydi. Bu da örgütlenme özgürlüğünün temel hak ve özgürlükler arasında yerini almasını sağladı.

19. yüzyılda sanayileşme ile verilen yeni haklara rağmen hukuk önündeki eşitlik her ne kadar sağlansa bile sanayileşmenin bir sonucu olarak toplumdaki eşitsizlikler artmıştı. Bunun sonucunda sosyalizm fikri ortaya çıktı. Sosyalizmi savunan düşünürler, kapitalizmi ve onun temel düşüncesi olan liberalizmi eleştiriyorlardı. Bu yüzden özgürlüğün ve eşitliğin yeniden tanımlanması gerekliydi. Kapitalizme getirilen bu eleştiriler sonucunda 20. Yüzyılda ikinci kuşak hak ve özgürlükler kabul edildi. Bu yeni özgürlüklerin sağlanmasını gerçekleştirmek için ise sosyal devlet anlayışı ortaya çıktı.

DEMOKRASİNİN İLKE VE KURUMLARI

Seçimler ve Temsil

Seçim halkın doğrudan veya dolaylı olarak yönetme gücünü kullanacak olan kişileri belirlemesidir.

Günümüzde dünyada iki seçim sistemi uygulanmaktadır. Bunlar çoğunluk seçim sistemi ile nispi seçim sistemi. Çoğunluk seçim sisteminde, bir seçim çevresinde en çok oyu olan siyasi parti o seçim çevresindeki milletvekiline veya milletvekillerine sahip olur. Nispi seçim sisteminde ise o seçim çevresinde her parti aldığı oy oranına göre milletvekili çıkarır. Ancak nispi temsil sistemi her ne kadar her siyasi partinin mecliste adil olarak temsil edilmesini sağlıyorsa da meclise çok sayıda parti girdiğinden hükümet kurmak zorlaşmaktadır. Ülkemizde bu yüzden nispi temsil uygulanmakla birlikte yönetimde istikrarı sağlamak için ülke genelinde yüzde 10 barajı uygulanmaktadır. Böylece meclise sadece ülke genelinde %10’un üzerinde oy olan partiler girebilmektedir.

Uygulanan seçim sonrası mecliste salt çoğunluğu (meclis üye tam sayısının yarısından bir fazlasını) sağlayan parti iktidara geçerek hükümeti kurar. Eğer hiç bir parti mecliste salt çoğunluğu sağlayamamışsa partiler aralarında anlaşır ve koalisyon adı verilen karma bir hükümet kurulur.

Anayasamıza göre seçimler ve halk oylaması serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre yargı yönetim ve denetimi altında yapılır.

Ülkemizde 18 yaşını dolduran her Türk vatandaşı oy kullanabilir. Ancak silah altında bulunan er ve erbaşlar, askeri öğrenciler ve taksirli suçlardan hüküm giyenler hariç cezaevlerinde bulunan hükümlüler oy kullanmaz.

Ülkemizde seçimler dört yılda bir yapılır. Mecliste ise 550 milletvekili yer alır.

Ülkemizde milletvekili seçilebilmek için 25 yaşını doldurmuş ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak gerekir. Ancak, ilkokulu mezunu olmayanlar, kısıtlılar ( haklarını kullanma yetkisi yasada gösterilen nedenlerle mahkemece kaldırılmış ve kendisine bir vasi atanmış kişiler) askerlik hizmetini yapmamış olanlar, kamu hizmetinden yasaklı olanlar, ağır hapis cezası almış olanlar ve yüz kızartıcı suçlarla kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma ve devlet sırlarını açığa vurma suçlarından mahkum olanlarla devletin kişiliğine karşı suçlardan biriyle hüküm giyenler milletvekili seçilemezler.

Cumhuriyet, devlet başkanı da dahil olmak üzere, devletteki bütün organların seçimle iş başına gelen kişilerden oluştuğu yada seçimle iş başına gelen kişilerce atandığı devlet şeklidir. Devlet başkanı eğer kral veya kraliçe var ise o devlet şekli cumhuriyet olamaz. Bu devlet şekline monarşi denir. Ancak bu devletlerde örneğin İngiltere, Norveç, İsveç, Danimarka, Hollanda, Belçika ve İspanya’da başta hükümdar olmasına karşı demokrasiyle yönetilmektedirler. Bu nedenle cumhuriyet ve monarşi birer devlet şeklidirler. Demokrasi ise bir siyasal rejimdir. Dolayısıyla monarşilerde de demokrasi söz konusu olabilir.

Siyasal Partiler

Siyasi partiler, belli bir görüşü belli bir program etrafında ortaya koyan, amacı siyasi iktidara gelmek olan, hukuk kurallarına uygun olarak diğer siyasal partilerle rekabet eden örgütlerdir.

Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, devletin bağımsızlığına, ülkesi ve ulusuyla bölünmez niteliğine, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine aykırı olamaz. Suç işlenmesini teşvik edemez. Hakimler, savcılar, yüksek yargı organları mensupları, işçi niteliği taşımayan kamu görevlileri, silahlı kuvvetler mensupları ve yüksek öğrenim öncesi öğrencileri siyasal partilere üye olamazlar. Siyasal partilere devlet yeterli düzeyde ve hakça mali yardım yapar.

 

Siyasal partilerin denetimini Anayasa Mahkemesi yapar. Yasayla belirtilen koşullara uymayan siyasal partiler Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılabilir. Bunun için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının Anayasa Mahkemesi’ne dava açması gerekir. 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
  Bugün 1 ziyaretçi (6 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol